1. Haberler
  2. Diğer
  3. Masalların Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkisi

Masalların Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkisi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Masallar, insanlık tarihinin en eski anlatı biçimlerinden biridir ve kültürel aktarımın, değer öğretiminin, duygusal gelişimin ve hayal gücünün en güçlü araçlarından biri olarak yüzyıllardır önemini korumaktadır. Sözlü kültürden yazılı kültüre geçişle birlikte masallar, hem eğitimsel hem de terapötik bir araç olarak çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişiminde etkili bir unsur haline gelmiştir. Günümüzde yapılan çok sayıda bilimsel araştırma, masalların çocukların dil gelişimi, empati becerileri, problem çözme yetenekleri ve ahlaki değerlerinin şekillenmesi üzerinde derin ve kalıcı etkiler yarattığını göstermektedir. Masallar yalnızca bir eğlence aracı değil, aynı zamanda çocukların dünyayı anlamlandırma biçimlerini şekillendiren güçlü bir eğitim aracıdır.

Masalların çocuk gelişimine katkısı, öncelikle bilişsel alanla başlar. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre çocuklar, somut işlemler döneminde çevrelerindeki dünyayı anlamak için hikâyelere, sembollere ve karakterlere ihtiyaç duyarlar. Masallar, bu ihtiyacı karşılayan ideal anlatı türleridir çünkü soyut kavramları somut örneklerle açıklarlar. Örneğin iyilik, cesaret, dürüstlük gibi kavramlar, bir karakterin davranışları aracılığıyla çocuğa sunulur. Vygotsky’nin sosyokültürel kuramı da masalların önemini destekler. Vygotsky, çocukların öğrenme süreçlerinde sosyal etkileşimin ve dilin belirleyici olduğunu savunmuştur. Masal dinlemek ya da okumak, çocuğun hem dil becerilerini hem de zihinsel temsil gücünü geliştirir; çocuk karakterlerle özdeşim kurarak duygusal zekâsını güçlendirir.

Birçok araştırma, masalların çocukların dil gelişimi üzerindeki etkisini ortaya koymuştur. Örneğin, Harvard Üniversitesi’nin 2019 yılında yürüttüğü bir çalışma, düzenli olarak masal dinleyen çocukların kelime dağarcığının, dinlemeyen akranlarına kıyasla ortalama %20 daha zengin olduğunu göstermiştir. Bu durum, çocukların masal anlatımı sırasında farklı sözcük yapılarına, cümle formlarına ve dilsel ritimlere maruz kalmalarıyla açıklanabilir. Masalların tekrarlayan yapısı ve ritmik dili, çocukların dil belleğini güçlendirir. Ayrıca masallar aracılığıyla çocuklar, soyut ifadeleri ve mecaz anlamları daha kolay öğrenirler. Bu da onların hem okuma-anlama hem de ifade becerilerini artırır.

Masalların çocuklar üzerindeki bir diğer önemli etkisi, duygusal gelişim alanında görülür. Masallar, çocukların korku, öfke, sevgi, kaygı gibi karmaşık duyguları tanımlamasına ve anlamasına yardımcı olur. Psikanalist Bruno Bettelheim, “Masalların Büyüsü ve Çocukların Gelişimi” adlı eserinde, masalların çocuklara duygusal rehberlik sağladığını savunmuştur. Bettelheim’e göre, masallar çocuğun bilinçdışı korkularını sembolik bir düzlemde işler; kötü karakterlerle yüzleşmek çocuğun kendi korkularını dışsallaştırmasını sağlar. Böylece çocuk, hem duygusal denge kurmayı hem de olumsuz duygularla başa çıkmayı öğrenir. Bu bağlamda masallar, çocukların psikolojik dayanıklılığını artıran birer terapi aracıdır.

Masallar aynı zamanda çocukların ahlaki gelişiminde de belirleyici bir role sahiptir. Kohlberg’in ahlaki gelişim kuramına göre çocuklar, ahlaki yargılarını çevrelerinden öğrenirler ve masallar bu öğrenme sürecinin en doğal kaynaklarından biridir. Masallarda iyi ile kötü arasındaki net ayrımlar, çocuklara doğru ile yanlışı ayırt etme becerisi kazandırır. Örneğin dürüstlük, yardımseverlik, cesaret ve merhamet gibi değerler, karakterlerin davranışları aracılığıyla örneklendirilir. Araştırmalar, düzenli olarak masal dinleyen veya okuyan çocukların empati düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. 2021 yılında Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, haftada en az üç kez masal okunan çocukların, arkadaşlarının duygularını tanıma ve sosyal ilişki kurma becerilerinde belirgin bir artış gözlemlenmiştir.

Masalların çocukların yaratıcılığı üzerindeki etkisi de dikkat çekicidir. Masal anlatımı sırasında çocuk, gerçek dünyadan farklı bir evrende düşünmeyi öğrenir. Bu durum, bilişsel esneklik ve problem çözme becerilerini destekler. Yaratıcı düşünmenin temeli, farklı olasılıkları düşünebilme kapasitesidir. Masalların içinde yer alan olağanüstü olaylar, büyülü karakterler ve fantastik dünyalar, çocuğun zihinsel sınırlarını genişletir. Nöropsikolojik araştırmalar, masal dinlerken beynin hem sol (mantıksal) hem de sağ (yaratıcı) yarımküresinin aktif hale geldiğini göstermektedir. Bu da masalların çocuklarda bütüncül bir beyin gelişimi sağladığını ortaya koymaktadır.

Masal okuma veya anlatma etkinliklerinin çocuk ile ebeveyn arasındaki bağı güçlendirdiği de bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Aile ortamında yapılan masal oku etkinlikleri, sadece çocuğun bilişsel gelişimine değil, duygusal güven duygusunun oluşmasına da katkı sağlar. Çocuğun ebeveyniyle birlikte bir hikâyeyi paylaşması, ortak bir duygusal deneyim yaratır. Özellikle uyku öncesi masal okumaları, çocuğun sakinleşmesini, ebeveyniyle güven ilişkisini pekiştirmesini sağlar. Bu süreç, çocuğun sosyal bağlanma mekanizmalarının temelini oluşturan oksitosin hormonunun salgılanmasını artırır. 2018 yılında yapılan bir nöropsikolojik araştırmada, ebeveyni tarafından masal okunan çocukların beyin aktivitelerinde, duygusal bağlanma ve dikkatle ilişkili bölgelerde daha yüksek aktivasyon gözlenmiştir. Bu bulgular, masal okumanın sadece entelektüel değil, biyolojik düzeyde de güçlü bir bağ kurma aracı olduğunu göstermektedir.

Ebeveynler açısından bakıldığında, masal anlatımı bir ebeveynlik becerisi olarak değerlendirilebilir. Masal anlatmak, ebeveynin çocuğuna ayırdığı özel bir zaman dilimidir ve bu zaman dilimi, çocuğun kendini değerli hissetmesini sağlar. Özellikle yoğun iş temposu içinde ebeveynlerle çocuklar arasında iletişim eksikliği yaşanabiliyor. Masal okuma, bu eksikliği gideren bir köprü görevi görür. Ayrıca masallar, ebeveynlerin çocuklarının düşünce dünyasına girmesine imkân tanır. Ebeveyn, çocuğun masal kahramanlarına verdiği tepkilerden, onun korkularını, değerlerini ve duygusal ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilir. Bu yönüyle masallar, ebeveyn-çocuk iletişiminde bir tür duygusal diyalog işlevi görür.

Masalların bir diğer güçlü etkisi de kültürel aktarım sürecinde ortaya çıkar. Her toplum, kendi değerlerini, inançlarını ve tarihsel birikimini masalları aracılığıyla sonraki kuşaklara taşır. Türk halk masalları, bu yönüyle hem kültürel kimliğin korunmasında hem de çocukların ulusal değerlerle tanışmasında önemli bir işleve sahiptir. Bir çocuk, kendi kültürüne ait masalları dinleyerek ait olduğu topluma dair farkındalık geliştirir. Aynı zamanda farklı kültürlerin masallarıyla tanışmak, çocuğun evrensel değerlere açık olmasını sağlar. Bu durum, kültürel empatiyi ve hoşgörüyü destekler.

Masalların pedagojik değeri, sadece dil ve değer öğretimiyle sınırlı değildir; aynı zamanda eğitim psikolojisinde “aktif öğrenme” ve “dramatizasyon” tekniklerinin temelini oluşturur. Öğretmenler masalları sınıf ortamında kullanarak, öğrencilerin dikkatini toplar ve öğrenmeyi kalıcı hale getirir. Masal anlatımı sırasında çocuklar aktif dinleyiciden aktif katılımcıya dönüşür; masalın sonunda karakterlerin yerine geçerek olayları canlandırabilirler. Bu süreç, drama temelli öğrenme yaklaşımının da özünü oluşturur. Böylece çocuk, hem bilişsel hem de motor becerilerini geliştirir. Eğitim bilimleri literatüründe, masalların çocukların öğrenme motivasyonunu artırdığına ve soyut kavramların anlaşılmasını kolaylaştırdığına dair çok sayıda bulgu bulunmaktadır.

Masallar aynı zamanda toplumsal cinsiyet rolleri açısından da incelenmiştir. Geleneksel masalların bazıları, kalıplaşmış cinsiyet rollerini pekiştirici nitelikte olsa da modern eğitim yaklaşımlarıyla birlikte bu anlatılar yeniden yorumlanmaktadır. Örneğin klasik prenses masalları, geçmişte genellikle pasif kadın karakterleri öne çıkarırken, çağdaş uyarlamalarda prensesler artık cesur, bağımsız ve karar alabilen figürler olarak tasvir edilmektedir. Bu değişim, masalların toplumsal normları yansıtmakla kalmayıp onları dönüştürebilme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla masallar, toplumsal değişimin hem aynası hem de aracı olma özelliği taşır.

Psikolojik açıdan değerlendirildiğinde, masalların çocuklara sunduğu “güvenli hayal alanı” çok kıymetlidir. Bu alan, çocuğun karmaşık duygularını veya yaşadığı stresleri dolaylı biçimde işlemesine olanak tanır. Özellikle travma sonrası süreçlerde masal terapisi, çocuk psikologları tarafından etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Masal terapisi, çocuğun yaşadığı olumsuz deneyimi bir hikâye kurgusu içinde yeniden anlamlandırmasına yardımcı olur. Terapötik masallar sayesinde çocuk, kendini hikâyedeki kahramanla özdeşleştirir ve çözüm sürecine aktif biçimde katılır. Bu yöntem, hem duygusal rahatlama sağlar hem de özgüveni güçlendirir.

Masal dinlemenin veya okumanın etkileri yalnızca çocukluk dönemiyle sınırlı kalmaz. Erken yaşlarda kazanılan dinleme alışkanlığı, ilerleyen yaşlarda okuma sevgisine dönüşür. Çocuk, masallarla erken yaşta tanıştığında, dilin estetik yönünü keşfeder ve bu da onun edebiyata olan ilgisini artırır. Ayrıca masalların yapısal özellikleri, çocuklara hikâye kurgusu, neden-sonuç ilişkisi ve zaman örgüsü gibi anlatı unsurlarını sezgisel olarak öğretir. Bu da çocukların ileride yazılı anlatım becerilerini geliştirmelerinde önemli bir temel oluşturur.

Masal dinlemenin nörobilimsel etkileri üzerine yapılan araştırmalar da dikkat çekicidir. 2022 yılında University College London tarafından gerçekleştirilen bir beyin görüntüleme çalışmasında, çocuklara masal dinletildiğinde beynin özellikle prefrontal korteks, temporal lob ve limbik sistem bölgelerinde artan aktivasyon gözlenmiştir. Bu bölgeler, dikkat, bellek, duygusal işleme ve empatiyle ilişkilidir. Aynı araştırmada, masalların çocukların stres düzeyini azalttığı ve kalp ritimlerini düzenlediği de saptanmıştır. Bu bulgular, masalların sadece bilişsel değil, fizyolojik düzeyde de olumlu etkiler yarattığını göstermektedir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Masalların Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkisi

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Ne Dersin ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin